31 Ocak 2014 Cuma

Fernando Pessoa // Tanrım Beni Çocuk Yaratmış

Tanrı beni çocuk yaratmış.

Düş kurmakla geçti ömrüm. Hayatımın anlamı buydu,evet, yalnızca buydu. İç hayatımın dışındaki hiçbir şeye dönüp bakmadım.Hayatımdaki en büyük üzüntüler, gönlüme bakan pencereyi açıp oradaki bitip tükenmez kaynaşmayı seyrederek kendimi unutmamla eriyip gitti.

Baştan beri sadece hayalci olmayı istedim.Yaşamaktan bahsedenleri yarım kulak dinledim. Olduğum yerde olmayana, asla olamadığım şeye ait oldum hep. Ne kadar değersiz olursa olsun, ben olmamak kaydıyla her şeyi şiirsel buldum. Ben, bir tek hiçlik'i sevdim. Düşünü bile kuramayacaklarımı arzuladım sadece. Hayat akıp gittiğini hissettirmeksizin bana şöyle bir değip geçsin istedim. Aşktan tek dileğim, uzak bir düş olarak kalmasıydı. Tamamen gerçek dışı olan gönlümdeki manzaralarda bile hep uzaklar cazip geldi, gittikçe silinerek neredeyse ufka uzanan su kemerlerinde, manzaranın geri kalanında olmayan bir düş dinginliği vardı; işte bu dinginliğin hatırına sevdim onları.

Kendime bir düş dünyası kurma saplantısı hiç terketmedi beni, öldüğüm güne kadar da sürecek. Çekmecelerimin dibine rengarenk makaralar ya da - içlerinde bazen çekmeceye sığmayacak kadar büyük bir atın yada filin de olduğu - satranç taşları dizmiyorum artık, ama özlüyorum... bugün düş evrenime, kışın şöminenin başında ısınırcasına, iç dünyamda yaşayan capcanlı yaratıkları diziyorum keyfimce. İçimin derinliklerinde yığınla dostum var benim, her biri kendine has, gerçek, sınırları gayet iyi çizilmiş ve hep yarım kalmış bir varlığa sahip. 


Fernando Pessoa.

25 Ocak 2014 Cumartesi

Öyle /// Birhan Keskin

Senin gördüğün ağzımın kenarında duran dua,
ben ayaklarımın altındaki toprağa, döktüğüm
gözyaşına inandım. Öyle uzun ki dünya;
katlanmaya, kıvrılmaya, açılıp çarşaf olmaya.
Mümkündür yol yapmaya bir ömür, yol almaya.

Birhan Keskin

Puslu Kıtalar Atlası // İhsan Oktay Anar

"düşünen bir adamı düşünüyorum. düşündüğümü bildiğim için, ben varım. düşündüğünü bildiğim için bu adamın da varolduğunu biliyorum. böylece o da benim kadar gerçek oluyor. bundan sonrası çok hüzünlü bir sonuca varıyor. düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor. o gerçek, ben ise bir düş oluyorum."

(ihsan oktay anar / puslu kıtalar atlası)

13 Ocak 2014 Pazartesi

Sinek Isırıklarının Müellifi /// Barış Bıçakçı

...
Karman çorman hissedişin tane tane çözüleceğini, yeniden, bu kez mükemmel bir düzen içinde bir araya geleceğini ve hayatın bir anlama kavuşacağını hayal etmek: yazmak.

Barış Bıçakçı

Sinek Isırıklarının Müellifi

Oyunbozan /// Ali Lidar

Bir gün hepsi birden bozacak bu oyunu. Hepsi birden, birbirlerinden habersiz delirecekler. Yüzüne bakmadıklarınız yüzünüze tükürecek sizler ne olduğunu bile anlamadan. Alış veriş merkezinde tuvaletleri temizleyen abla sabunluğu kezzapla dolduracak. Otobüs şoförünüz kırıverecek direksiyonu şaranpole. Güvenle boynunuzu sunduğunuz berber çırağı usturayı daldırıverecek derinizin altına. Çay getiren garson fare zehiriyle tatlandıracak bardağınızı. Köy pazarından aldığınız organik domatese bir şırınga siyanür zerk edecek köylü teyze. Sitenizin kapısındaki güvenlik görevlisi jopuyla kafatasınızı paramparça edecek. Son anınızda yüzlerine bakacaksınız o ana dek yüzlerine bakmadıklarınızın. Ve onlar hep bir ağızdan diyecekler ki; oyun bozuldu, artık beraber kaybedeceğiz!
 


Ali Lidar

Pavurya /// Cesare Pavese

Yalnız sağlıklı insan aklı ile yaşansaydı, değmezdi yaşamaya, can sıkıcı olurdu. Tam aksine, güzel olan dünyanın gökyüzü altında bir deliler topluluğunu andırması.

Cesare Pavese

12 Ocak 2014 Pazar

oo // sarkis

sonsuzluğa uzanırsam
gözlerimi kaparım
sonsuza dek

sonsuza dokunursam
sonsuz olurum

sarkis / arafat şerhi

Galiz Kahraman // İhsan Oktay Anar


“Bütün zamanların kahramanı olan bir insanın hikayesidir bu. O hem herkes hem de hiç kimsedir. Dünyadan alacağını tahsil etmeye gelmiştir. Çünkü, Tanrı dahil herkesin ona borcu vardır. Vebaline girilen tüyü bitmedik yetim işte odur. Kadim zamanlardan beri hakkı yendiğine göre, sonlu ama sınırsız bir evrenin engin ve derin merkezi olarak insan olmanın, “olmasa da olur” halini icrâ etmesinde hiçbir sakınca yoktur. Romantik bir insafsızlığın bakir tacizcisi olmak sonuna kadar hakkıdır. Sıradanlığın üst insanıdır o. Asiliğiyle asilleşememesi umrunda bile değildir. Onun umrunda olan tek şey, sadece ve sadece kendini algılamak, kendi küçük âlemine sığan kainatı kabul etmektir. Çünkü bilmektedir ki, gerçek bilgelik de zaten budur.”
 
İhsan Oktay Anar / Galiz Kahraman (Arka Kapak)

11 Ocak 2014 Cumartesi

Yol // Firik Dede

''Bir kılı kırka bölerler, yine de yol ondan incedir.''

Firik Dede

Bambaşka /// Ahmet Hamdi Tanpınar

İnsanoğlu insanoğlunun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz.

Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü

Bir Dua Eşliğinde /// P. E. Fallen


Hayatın gerçekten içine geçmek

çok zor dışına çıkmaktan.

Bazen her şey çok zor,

Her şey çok uzak,

çok yüksek

ve çok karanlık.

Kalbimden öte beynim kanıyor;

bir dua eşliğinde

buza gömülmek istiyorum...

P. E. Fallen

Hoh /// Birhan Keskin


Benim seninle ilgili
Bildim her şey bir
Yalandı. Buna çalıştım..
Tersinden bir adaletsizliği
Anlamam gerekti benim,
Ve ben
Hoh,
Ben bunun için bir Afrikalı gibi çalıştım..

Ilık süt gibi,

Ilık süt gibi olduğun,
Hooohhh,
Benim uydurmamdı..

Birhan Keskin

Rüzgârın Adı /// Patrick Rothfuss

Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmak. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu gösterir.

Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acılardan kaçabileceğimiz bir sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde travmatik haberler alan birinin bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerek kendini acıdan korur.

İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanamayacak, hatta belki de asla iyileşemeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki, onlara alışmak mümkün değildir. “Zaman tüm yaraları iyileştirir” sözü yanlıştır. Zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalanlar bu kapının ardında saklıdır.

Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle bir darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acılardan sakınmak için zihnin gerçekliği geride bırakması gerekebilir.

Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir.

Rüzgârın Adı, sayfa 145
Patrick Rothfuss