Tanrı beni çocuk yaratmış.
Düş kurmakla geçti ömrüm.
Hayatımın anlamı buydu,evet, yalnızca buydu. İç hayatımın dışındaki
hiçbir şeye dönüp bakmadım.Hayatımdaki en büyük üzüntüler, gönlüme bakan
pencereyi açıp oradaki bitip tükenmez kaynaşmayı seyrederek kendimi
unutmamla eriyip gitti.
Baştan beri sadece hayalci
olmayı istedim.Yaşamaktan bahsedenleri yarım kulak dinledim. Olduğum
yerde olmayana, asla olamadığım şeye ait oldum hep. Ne kadar değersiz
olursa olsun, ben olmamak kaydıyla her şeyi şiirsel buldum. Ben, bir tek
hiçlik'i sevdim. Düşünü bile kuramayacaklarımı arzuladım sadece. Hayat
akıp gittiğini hissettirmeksizin bana şöyle bir değip geçsin istedim.
Aşktan tek dileğim, uzak bir düş olarak kalmasıydı. Tamamen gerçek dışı
olan gönlümdeki manzaralarda bile hep uzaklar cazip geldi, gittikçe
silinerek neredeyse ufka uzanan su kemerlerinde, manzaranın geri
kalanında olmayan bir düş dinginliği vardı; işte bu dinginliğin hatırına
sevdim onları.
Kendime bir düş dünyası kurma saplantısı hiç
terketmedi beni, öldüğüm güne kadar da sürecek. Çekmecelerimin dibine
rengarenk makaralar ya da - içlerinde bazen çekmeceye sığmayacak kadar
büyük bir atın yada filin de olduğu - satranç taşları dizmiyorum artık,
ama özlüyorum... bugün düş evrenime, kışın şöminenin başında
ısınırcasına, iç dünyamda yaşayan capcanlı yaratıkları diziyorum
keyfimce. İçimin derinliklerinde yığınla dostum var benim, her biri
kendine has, gerçek, sınırları gayet iyi çizilmiş ve hep yarım kalmış bir
varlığa sahip.
Fernando Pessoa.
31 Ocak 2014 Cuma
25 Ocak 2014 Cumartesi
Öyle /// Birhan Keskin
Senin gördüğün ağzımın kenarında duran dua,
ben ayaklarımın altındaki toprağa, döktüğüm
gözyaşına inandım. Öyle uzun ki dünya;
katlanmaya, kıvrılmaya, açılıp çarşaf olmaya.
Mümkündür yol yapmaya bir ömür, yol almaya.
Birhan Keskin
ben ayaklarımın altındaki toprağa, döktüğüm
gözyaşına inandım. Öyle uzun ki dünya;
katlanmaya, kıvrılmaya, açılıp çarşaf olmaya.
Mümkündür yol yapmaya bir ömür, yol almaya.
Birhan Keskin
Puslu Kıtalar Atlası // İhsan Oktay Anar
"düşünen
bir adamı düşünüyorum. düşündüğümü bildiğim için, ben varım. düşündüğünü
bildiğim için bu adamın da varolduğunu biliyorum. böylece o da benim
kadar gerçek oluyor. bundan sonrası çok hüzünlü bir sonuca varıyor.
düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. öyleyse
gerçek olan biri beni düşlüyor. o gerçek, ben ise bir düş
oluyorum."
(ihsan oktay anar / puslu kıtalar atlası)
(ihsan oktay anar / puslu kıtalar atlası)
13 Ocak 2014 Pazartesi
Sinek Isırıklarının Müellifi /// Barış Bıçakçı
...
Karman çorman hissedişin tane tane çözüleceğini, yeniden, bu kez mükemmel bir düzen içinde bir araya geleceğini ve hayatın bir anlama kavuşacağını hayal etmek: yazmak.
Barış Bıçakçı
Sinek Isırıklarının Müellifi
Karman çorman hissedişin tane tane çözüleceğini, yeniden, bu kez mükemmel bir düzen içinde bir araya geleceğini ve hayatın bir anlama kavuşacağını hayal etmek: yazmak.
Barış Bıçakçı
Sinek Isırıklarının Müellifi
Oyunbozan /// Ali Lidar
Bir
gün hepsi birden bozacak bu oyunu. Hepsi birden, birbirlerinden habersiz
delirecekler. Yüzüne bakmadıklarınız yüzünüze tükürecek sizler ne
olduğunu bile anlamadan. Alış veriş merkezinde tuvaletleri temizleyen
abla sabunluğu kezzapla dolduracak. Otobüs şoförünüz kırıverecek
direksiyonu şaranpole. Güvenle boynunuzu sunduğunuz berber çırağı
usturayı daldırıverecek derinizin altına. Çay getiren garson
fare zehiriyle tatlandıracak bardağınızı. Köy pazarından aldığınız
organik domatese bir şırınga siyanür zerk edecek köylü teyze. Sitenizin
kapısındaki güvenlik görevlisi jopuyla kafatasınızı paramparça edecek.
Son anınızda yüzlerine bakacaksınız o ana dek yüzlerine
bakmadıklarınızın. Ve onlar hep bir ağızdan diyecekler ki; oyun bozuldu,
artık beraber kaybedeceğiz!
Ali Lidar
Ali Lidar
Pavurya /// Cesare Pavese
Yalnız
sağlıklı insan aklı ile yaşansaydı, değmezdi yaşamaya, can sıkıcı
olurdu. Tam aksine, güzel olan dünyanın gökyüzü altında bir deliler
topluluğunu andırması.
Cesare Pavese
Cesare Pavese
12 Ocak 2014 Pazar
oo // sarkis
sonsuzluğa uzanırsam
gözlerimi kaparım
sonsuza dek
sonsuza dokunursam
sonsuz olurum
sarkis / arafat şerhi
gözlerimi kaparım
sonsuza dek
sonsuza dokunursam
sonsuz olurum
sarkis / arafat şerhi
Galiz Kahraman // İhsan Oktay Anar
“Bütün
zamanların kahramanı olan bir insanın hikayesidir bu. O hem herkes hem
de hiç kimsedir. Dünyadan alacağını tahsil etmeye gelmiştir. Çünkü,
Tanrı dahil herkesin ona borcu vardır. Vebaline girilen tüyü bitmedik
yetim işte odur. Kadim zamanlardan beri hakkı yendiğine göre, sonlu ama
sınırsız bir evrenin engin ve derin merkezi olarak insan olmanın,
“olmasa da olur” halini icrâ etmesinde hiçbir sakınca yoktur. Romantik
bir insafsızlığın bakir tacizcisi olmak sonuna kadar hakkıdır.
Sıradanlığın üst insanıdır o. Asiliğiyle asilleşememesi umrunda bile
değildir. Onun umrunda olan tek şey, sadece ve sadece kendini algılamak,
kendi küçük âlemine sığan kainatı kabul etmektir. Çünkü bilmektedir ki,
gerçek bilgelik de zaten budur.”
İhsan Oktay Anar / Galiz Kahraman (Arka Kapak)
11 Ocak 2014 Cumartesi
Bambaşka /// Ahmet Hamdi Tanpınar
İnsanoğlu
insanoğlunun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık,
yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz.
Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Bir Dua Eşliğinde /// P. E. Fallen
Hayatın gerçekten içine geçmek
çok zor dışına çıkmaktan.
Bazen her şey çok zor,
Her şey çok uzak,
çok yüksek
ve çok karanlık.
Kalbimden öte beynim kanıyor;
bir dua eşliğinde
buza gömülmek istiyorum...
P. E. Fallen
Hoh /// Birhan Keskin
Benim seninle ilgili
Bildim her şey bir
Yalandı. Buna çalıştım..
Tersinden bir adaletsizliği
Anlamam gerekti benim,
Ve ben
Hoh,
Ben bunun için bir Afrikalı gibi çalıştım..
Ilık süt gibi,
Ilık süt gibi olduğun,
Hooohhh,
Benim uydurmamdı..
Birhan Keskin
Rüzgârın Adı /// Patrick Rothfuss
Zihnimizin
sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmak. Klasik
yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu
gösterir.
Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acılardan kaçabileceğimiz bir sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde travmatik haberler alan birinin bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerek kendini acıdan korur.
Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acılardan kaçabileceğimiz bir sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde travmatik haberler alan birinin bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerek kendini acıdan korur.
İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanamayacak, hatta belki de asla iyileşemeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki, onlara alışmak mümkün değildir. “Zaman tüm yaraları iyileştirir” sözü yanlıştır. Zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalanlar bu kapının ardında saklıdır.
Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle bir darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acılardan sakınmak için zihnin gerçekliği geride bırakması gerekebilir.
Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir.
Rüzgârın Adı, sayfa 145
Patrick Rothfuss
10 Ocak 2014 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)