8 Şubat 2014 Cumartesi

Benjamin Button // Can Yücel

Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir.
şüphesiz ki yaşamı tersten
yaşamak daha güzel hatta mükemmel olurdu.
nasıl mı?
cami’de uyanıyorsunuz. bir tahta sandık
içersinde, herkes karşınızda saf
durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar
helal edilmiş vaziyette.
tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve
ağırbaşlı olarak. herkes
etrafınızda. büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar
torunlar hepsi hazır.
arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.
doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık
veya üç ayda bir maaşınızı
alıyorsunuz. ne güzel, hazır maaş, hazır ev…
altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur
içinde yaşıyorsunuz.
sağlığınız gittikçe düzeliyor. kaslar güçleniyor,
kuvvetleniyorsunuz.
bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk
başladığınız gün size hoş geldin
hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati
veriyor patronunuz.. ve genel
müdürlük veya bunun gibi yüksek bir
makamdan tecrübeli bir insan olarak işe
başlıyorsunuz. herkes karşınızda elpençe
divan…
vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de
başlıyor. gittikçe zayıflıyor
forma giriyorsunuz. diğer hormonal aktiviteler
artıyor, fevkalade… aman ne
güzel günler başlıyor…
derken bir gün patron size artık “üniversiteye
gitsen daha iyi olur” diyor.
bu arada babanız ortaya çıkmış, “fazla çalıştın”
diyor “artık eve dön, işi
bırak, okumaya başla, harçlığın benden
olsun…” keyfe bakar mısınız?
okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor.
ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor.
(”…..”)
derken, anne ve babanız sizi götürüp getirmeye
başlıyor, araba kullanma
derdi de yok artık… günün birinde sizi okuldan
da alıyorlar, “evde otur,
keyfine bak, oyuncaklarınla oyna” diyorlar…
mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman
altınızı bile temizliyorlar, hatta
bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet
kullanmamaya başlıyorsunuz.
anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor
ve başka bir keyifli dönem
başlıyor. mama artık her yerde, her an ve en
taze şeklinde hazır.
bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama
giriyorsunuz. beslenmek için
ağzınızı açmaya dahi gerek yok, bir kordondan
besleniyor sıcacık yumuşacık
gürültü ve patırtısız bir ortamda yaşıyorsunuz.
küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini
alıyorsunuz.
ve günün birinde (”…..”) hayatınız bitiyor….

can yücel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ula sen yormazsın şimdi kendini., yor/ula.. .).)