30 Aralık 2012 Pazar

Uzun ve Soğuk Yoldan // Sinem Sal



bir balık tezgâhının altında bir gömü buldum
kendi ellerimle gömmüşüm, belki yüz küsür sene olmuş
üstüne bir de küçük ağaç dik demişler, açmak istediğinde
kolay bulursun.


ben bu suyu içmiş bulundum
genzimi yakanı dedim, kussam daha çok yakmaz mı


Dış Ses/ Dış Dünya/ Dış Zaman:
onlar aşktan ve sevmekten vazgeçtiler
çünkü bedenlerini kuşattılar, saldırıya geçtiler
tırnaklarını sivrilttiler
dönecek bir evin de mi yok?
bırak düşünmeyi, gerçekten bırak artık
kimsenin yanaşmadığı yerlere varan
oralardan da tek başına döner elbet


İç Ses/ İç Dünya/ İç Zaman:
sokaklardan sokaklara geçişime bir anlam arıyorum
balık ölüleri ve yumurta kabuklarının arasında
hâlâ yaşayan ne var?

-çünkü verecek hiçbir şeyin yok-
ben tahtımın tepesine çıktım ve attım kendimi oradan
aynı kesikle açılıyor içimiz
paslı ve soğuk bir demir üstüne
uzanıyoruz


yaşanmamışlık.


Dünyayla aramda gidip gelen ses:
yerli değilim
yabancı da
gördüm en kötüsünü
-daha kötüsü olamaz-
sıkışmışlık


balık ve yumurta kabukları korosu:
derine geçirdiğin iğne ve kemiğinde duyduğun sızı
sana yaşadığını anlattı hep, çünkü biraz şaşkınsın olana bitene
anla ki değişmeyecek kalpleri insanların ve dünya
ipliği iğneye geçirip çoktan, diktiler ağzını senin de
bu boşluğa ne koysan o dökülecek aşağıya
ve saçılacak etrafa,
tahmin bile edemeyeceğin uzaklara gider
boşluğa bırakılan.


gördüğüm:
kalplerini saldılar,
belli mi olur
belki de
iyi ettiler.


anladığım/anlamlandıramadığım:


duvarlar örüp kumdan bir tepe yükselttiler içlerinde
kumdan bir tepe yükseltip duvarlar ördüm
bastırdım çığlığını hayvanın
gözüme ve ciğerlerime dolan
kendimdendir


İç Ses/Dış Dünya/İç Zaman:
annesinin yaşadığını, babasının ölümüyle anlayan
iflah olmaz.


İç Ses/Dış Ses/İç Dünya/Dış Dünya:
kaybedersin
belleğin var.

30.12.2012
Kadıköy

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ula sen yormazsın şimdi kendini., yor/ula.. .).)