- Bir yol, bir yerden çıkarak, bir yöne gidebilmekse; bir yer, bir yöne doğru oluşabilecek bir yolun başıysa -ve sonunda varılacak yer, o yolun sonuysa-; bir yön de, bir yer ile kat-edilen bir yol arasındaki bir devinmeyse; yerinden kalkarak bir yöne doğru bir yola çıkıp giden -yerinden çıkarak bir yöne doğru yol alan- kişi, yürüyordur... "
- Yola çıkan kişi, hep yalnızdır gerçi, ama -yanında, onunla birlikte yürüyenler bir yana bırakılsa bile-, hep bir önceki yerinde bıraktıkları, ve, bir sonraki yerinde bulacakları, yanındadır, onunla birliktedir -'yalnız' değildir yani, tam anlamıyla.. yola çıkan kişinin, hep, ayağına takılır yerleşikler her ne kadar 'yardım' etmek, 'yol göstermek' gibi bir 'iyi niyet'leri olsa da; yerleşikler nereden bilsinler ki yolu?! kişi yola çıktı mı, yanında başka kişiler -başka yolcular- bulabilir; oysa yerleşti mi, bulacakları, olsa olsa, 'komşular' dır.
- Kendine yeni bir yol arayan kişi, önce, kendinden önce yürünmüş yollara bir bakar -kendi yürümek isteyebileceği yola benzer bir yol bulmak için; çoğunlukla da bulur- ama, acaba, o bulduğu yol(lar), tam da bulduğu yol(lar) olarak, kendi aradığı yola aykırı değil mi? –yeni bir yol aramıyor muydu, arayan kişi- ne işi var öyleyse, eski (yürünmüş) yollarda?
- Belirli bir yol arayan kişi için en büyük tehlike: o yolu bir yerde durarak, 'bakarak ' arayabileceğini (hatta, bulabileceğini) sanmasıdır; çünkü, yollar bulunmaz: yürünür; yerlerde ise, olsa olsa, durulur; onlar, bulunur; artık, yürünmez...
- Yola çıkacak kişinin aşması gereken ilk ve en önemli engel, kendi yerleşikliğidir; kendi yeri -kendisidir...
- Yeni bir yola çıkan kişi, yolun nasıl bir olanak olduğunu anlar -ama, ancak yola çıktıktan sonra... yola çıkan kişi, yolun getirdiklerini sonuna dek kabullenmek zorundadır. bir yeri toptan terkedip yeni bir yola çıkan kişi...
- Terkettiği yerdeki herşeyi—herkesi—mutlak bir biçimde terketmemiş; çıktığı yolda rastlayacağı herşeyi—herkesi—de, mutlak bir biçimde kabullenmiş olmalıdır.
- Sağlam yürümenin ilk koşuludur bu: yolunu kendin yürüyebilmek için, yönünü kendin koymak zorundasın. yönsüz yol yoktur—yol, ancak, bir yön ve bir yürümeden oluşur; yeni bir yol, yeni bir yön demektir. Yürünmemiş yol, yol değildir.
BİR YOL MU ARIYORSUN, BİR YER Mİ?
- ...
- ,,,
- Kişi, yaşamı boyu, bir yerde takılıp kalıp, yolda olduğunu sanabiliyor; yada, ters taraftan, sürekli yürüdüğü halde bir yerde durduğunu….
- Önemli olan, bir yerde bulunmak değil, bulunduğu yerin bilincinde olmaktır; aynı şekilde, yolda olmak değil, yürüdüğü yolun bilincinde olmak.
- Yer de, yön de, yol da, bilinçtir.
- Kendi yönünü bulmanın tek yolu, başkalarının yüklerini yüklenerek başkalarının yollarını da yürümektir. Kendi yükünü yüklendiğin yoluna varana dek.
- Bir yaşam, bir yönün bir yol olup olamayacağının deneme sürecidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
ula sen yormazsın şimdi kendini., yor/ula.. .).)