3 Mart 2013 Pazar

Zer // Sinem Sal

metrolarda ve otobüslerde, duraklarda, kitaplarda
merdivenlerde, masaların üstünde ve altında,
hayvanlarda, ağızlarda, haritalarda, ölülerde
dirilerde, kadınlarda, adamlarda, bardaklarda
çarşaf ve yastıklarda, balık etinde, kahvelerde
sarılmış otlar, serilmiş otlarda, kalbinin attığı yerlerde
kalbinin durduğu yerlerde, en iyi şiirini yazdığında
ve iyi bir roman okuduğunda, sabaha karşı gidilen evde
aynı dili konuştuğun bir dolu insanla girdiğin çadırda
saksılarda, tahtlarda, yerin dibinde ve göğün yedinci katında
belden aşağıda tutulmayan o kutsal kitapta,
eğilerek içtiğin suda, üç kez öpüp başa koyduğun ekmekte
Norveç cazında bile, duvara asılan diplomada ve
göte atılan tekmede, ha bir de tokatta, genelevlerde
hızla geçen kuzgunlarda, kola çizilen kargalarda
uzun ve pis, leş saçlarda, temiz ve ince parmaklı kadın ellerinde
yazılmış manifestolarda, dağıtılan bildirilerde
Kadıköy’ün kasvetli, Beyoğlu’nun kaotik sokaklarında
iki kişi uyandığın yataklarda, tek uyandığın yataklarda
ormanın kuytusunda ve en kalabalık caddelerde
Almanca dilinde, Türkçe dilinde, Katalanca ve İbranice’de
yeşil odalı duvarlarda, sloganlı duvarlarda, mozaik taşlı duvarlarda
balıkçı kasabasında, balıkçıda, balık tezgâhında ve yumurtasında
aniden biten şeylerde, aniden başlayan şeylerde
tüm ruhunla inandıklarında, hızla geriye dönüp kaçtıklarında
uzun bir yola giriyoruz dediğin anlarda
uzun bir yola girdiğin anlarda
sandığından kısa biten zamanlarda
ters çevirip kapattığın kahve fincanında
kapı üstüne asılan dualarda
tıp dilinde, açılan kemerlerde, mezarlıklarda
mezarlıklara dikilen çiçeklerde
sinema tarihinde, roman karakterlerinde ve sahne perdelerinde
soba üstüne asılan çamaşırlarda, pencere kenarındaki bezlerde
yükselen yapı bloklarında, asansörün kat numaralarında
uzak ve yeşil bir ülkede, ülkelerin olmadığı, hemzemin dünya hayalinde
ve bu gerçek olduğunda bile
asla bulamayacaksın. 
Sinem Sal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ula sen yormazsın şimdi kendini., yor/ula.. .).)